Eski futbolcu ve antrenör Ceyhun Eriş ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisiyle futbola nasıl başladığını, hangi kulüplerde oynadığını ve antrenörlük felsefesini konuştuk. Keyifli okumalar!
Turkfutbolculari.online: Futbolcu olmaya nasıl karar verdiniz? Bu yolculukta size kimler destekci verdi?
Ceyhun Eriş: Doğmadan önce babam karar verdi, onun istediğiydi. İlk kararı veren oydu. Yedi aylıkken yürümeye başladım, babam da “Futbolcu doğdu!” dedi. Babam her zaman arkamdaydı. Futbola başlamamın sebebi odur. Beni keşfeden babamdır.
Turkfutbolculari.online: O dönem örnek aldığınız bir futbolcu var mıydı?
Ceyhun Eriş: Johan Cruyff’u çok seviyordum. 14 dövmesi vardı ve benim forma numaram da 14. O benim idolümdü. Fenerbahçe’de oynadığı dönemde, Fenerbahçe’nin adı geçtiğinde teknik direktör olarak gelme ihtimali beni çok heyecanlandırmıştı. İdolüm olan bir insanın teknik direktör olarak gelebileceği söylentisi bile beni çok mutlu etmişti.
Turkfutbolculari.online: Hocam, Türkiye’de üç büyük kulüpte de futbol oynadınız. Bu deneyimi ve duyguyu bizimle paylaşabilir misiniz?
Ceyhun Eriş: Futbolu çok seviyorum ve hâlâ seviyorum. Nerede oynadığımın bir önemi yoktu; futbol oynamayı her zaman çok sevdim. Her yerde mutluydum. Babamın tuttuğu takım Fenerbahçe’de oynadım. Orada da keyif aldım, başka yerlerde de. Trabzonspor’a gidişim ise ilginç bir hikâyeydi. Ankaragücü’nde oynuyordum, devre arasında Trabzonspor’a transfer oldum. Ben transfer olduktan sonra, ikinci yarıda en çok puan toplayan takım olmuştuk o dönemde.
Turkfutbolculari.online: Hocam, kariyeriniz boyunca 62 gol ve 67 asistiniz var. Peki, unutamadığınız bir gol ya da asist anınız var mı?
Ceyhun Eriş: 98/99 sezonunda Galatasaray’dan Göztepe’ye kiralık gitmiştim. Ikinci sezonda şampiyon olduk. Çok iyi bir sezon geçirmiştim. 18 yıl aradan sonra Göztepe’yi Süper Lig’e çıkaran kadrodaydık. Final maçında Antalya’da Rizespor’u 1-0 yenmiştik. Asisti ben yapmıştım ve Süper Lig’e çıkmıştık.
Fenerbahçe-Galatasaray maçında, 6-0’lık unutulmaz maçta sonradan oyuna girdim ve 5. golü attım. Hayatım boyunca unutamayacağım bir maçtı.
Fenerbahçe-Bursaspor maçı ceza nedeniyle Ankara’da oynandı. Maçı 7-1 kazandık ve çok güzel bir gol atmıştım. O gol Eurosport’ta haftanın golü seçilmişti.
Turkfutbolculari.online: futbolcu olarak hangi futbolcu sizi en çok zorladı?
Ceyhun Eriş: Beni çok zorlayan bir futbolcu olmadı. Ancak rahatsız olduğum, agresif oyuncular vardı. Özellikle antrenmanlarda Uche, kariyerinin son dönemlerinde bile çok kuvvetli ve fizikseldi. Beni korkutuyordu, mümkünse ona yaklaşmamaya çalışırdım. Mustafa Doğan da benzer şekildeydi. Emre Aşık ve İsmail Güldüren de oldukça sert oyunculardı.
Turkfutbolculari.online: Hocam, yurt dışındaki deneyiminizi bize anlatır mısınız? Türkiye’den farklı olarak yaşadığınız ilginç anılarınız varsa, bunları bizimle paylaşır mısınız?
Ceyhun Eriş: O deneyimlerim kısa sürdü. İsveç’e gidişim ise oldukça farklı bir hikâyeydi. Transfer döneminde boştaydım ve aktif kalmak için İsveç’e gittim. Orada transfer dönemi hâlâ devam ediyordu. Futbolu bırakmak istemedim ve devam ettim. Çok keyif aldım, bana gerçekten çok iyi davrandılar.
Daha sonra Güney Kore’ye gittim ve Seoul FC ile üç yıllık bir sözleşme imzaladım. Şenol Güneş o dönemde takımın teknik direktörüydü ve beni oraya transfer eden kişiydi. Ancak orada uzun süre kalamadım. Bir hastalık geçirdim ve bu yüzden dönmek zorunda kaldım.

Turkfutbolculari.online: Günümüz futbolcularından sizin tarzınıza en yakın bulduğunuz veya en çok beğendiğiniz isim kim?
Ceyhun Eriş: Futbolu keyif almak için izliyorum, kıyas yapmıyorum. Oyun çok değişti; futbolu bırakalı 15 sene oldu. Eski 10 numaralar artık yok. Şimdi futbol, daha çok iyi bir 6 ve 8 numara oyuncusu istiyor. “Benim gibi” diyebileceğim bir oyuncu yok. Topu alıp dripling yapan bir oyuncu olarak aklıma Kaka geliyor. O benden daha iyiydi, ama kendimi kıyaslamıyorum.
Turkfutbolculari.online: Antrenör olarak belirlediğiniz en önemli prensip veya felsefe nedir?
Ceyhun Eriş: Hâlâ gelişmeye devam ediyorum. Kayserispor ve Sivasspor’da edindiğim tecrübelerim oldu. Bir şeyler katıyoruz ve öğrenmeye devam ediyorum. Her gün yeni bir şey öğreniyorum.
Öncelikle iletişim çok önemli; oyuncularla iyi bir iletişiminiz olması gerekiyor. Şu dönemde antrenörlükle ilgili her türlü bilgiyi öğrenebilirsiniz, ancak en önemlisi iletişim kurabilmek.
Turkfutbolculari.online: Takım içindeki motivasyonu nasıl sağlıyor ve devam ettiriyorsunuz?
Ceyhun Eriş: Oyuncunun motivasyonunu kendi kendine sağlaması gerekiyor. İşini doğru yapmalı ve disiplinli olmalı. Oyuncularla konuşur, onlara rehberlik edersiniz; ancak takım olarak hareket etmek şart. İletişim ise bu sürecin en önemli parçası.
Turkfutbolculari.online: Yardımcı antrenör olarak baş antrenörle nasıl bir iş birliği yapıyorsunuz? Karar alma sürecinde ne gibi bir rolünüz var?
Ceyhun Eriş: Baş antrenörün ekibine yaklaşımı, bizim de onlarla nasıl ilişkiler kuracağımızı belirler. İletişim güçlü olursa, her şey daha verimli olur. İyi iletişim, her zaman başarının anahtarıdır.
Turkfutbolculari.online: Genç oyunculara vermek istediğiniz en önemli tavsiye nedir?
Ceyhun Eriş: Gelişmeye devam et. Mesela, sol ayağını kullanamıyorsa, bunu geliştirmek için her türlü çabayı sarf edecek. Dışarıdan motivasyon beklemek yerine, kendi iç motivasyonunu bulacak.
Turkfutbolculari.online: Hocam, antrenör olarak kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir? Kariyerinizde ulaşmayı arzuladığınız bir nokta var mı?
Ceyhun Eriş: Benim için de bir süreç, biraz geç kaldım belki. Yapıp yapamayacağım konusunda hâlâ tereddütlerim var. Futbol oynarken farklıydı; kendi başına bir bireysin. Antrenmanlardan sorumlusun, ama antrenörlük öyle değil. Mesai daha uzun, antrenman programına uymak gerekiyor ve plan yapman şart. Futbolcularla iletişim kurman da önemli. Yapabilir miyim, başarabilir miyim? Yaptığımda ise hedefim netleşecek.